TOZ DUMAN - İlayda ERCANİK
TOZ DUMAN
Hatırlar
mısınız, küçükken tabaktaki kurabiye yere döküldüğünde kırıntılarını halının
altına saklardık annemiz görmesin diye? Ama annemiz, halıyı kaldırdığında tüm
parçalar etrafa saçılırdı.
İşte, acılarımız
da böyle! Halının altına süpüremiyorsun onları.Kaldıramıyorsun başka bir
rafa,kitabın arasında unutup gidemiyorsun.Sen, ne kadar unuttum desen de acıların
da tıpkı o kurabiye parçaları gibi etrafa saçılıyor.Toz duman oluyor.Ama bu
sefer toz duman olan etraf değil,sen oluyorsun. Korkarsın ya hani bazen, sonunu
bile bile gitmekten! Sevmekten, sevilmemekten. Gidememekten… Nefes bile
alamazsın ya hani? Nefes aldım dersin de geri veremezsin.Bir kavanozun içine
sıkışmış gibi ölene dek kalbinde bir mühürle yaşayacakmışçasına ağlamak istersin.Kaybettim,
diyebilmek için koca bir ömür gerek bize. Kazanmak için bir saniye… Maviden, sonsuzun
başlangıcından geldik bu evrene ve şüphesiz hepimiz beyaza gideceğiz. Sondan
gelip sonsuza yürüyeceğiz.Her şeyden gelip hiçe gideceğiz.Umuttan gelip umuda döneceğiz.
En güzel
güzergahtır bize umut yolu! En kıymetli yakıttır belki umut.Umutlarını yakmadan
önce bir daha düşün! Düşünmekten çok sevmeyi sev mesela.Aklından çok kalbine
dokun insanların.Dilinin söylediğini kalbin haykırsın mesela.İhtimaller üzerine
yaşama.Eğer kendi dünyandan mutluysan çıkma oradan.Hep orada kal. Gerçeklere
dönme sırtını bu kadar,ama sakın yalanlara da sırtını yaslama. Kendin için bir
şey yap mesela: Çık gez, dolaş… Bugün de kendin için nefes al. Başkası nefes
alsın diye kendi nefesini yarıda bırakma. Keşkelerini at bir kenara. İyikiler
biriktir yanında. Bugün de gülümsemeyi unutma. Kendini hatırla mesela.
İlayda
ERCANİK
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder