SEN
Gözlerinin
renginde kaybolduğum, bakışlarında kül olduğumsun. Tebessümünde dünyaları
avcuma aldığım, üzüldüğünde yağmur gibi yağdığımsın. Ama ne yazık ki, sana olan
sevgim kadar yok ki cesaretim. Yok ki kendime güvenim. Seni sevdiğimi bu
dağlara sorsan ezbere bilir de sen, bilmiyorsun ya içim yanıyor işte!
Bakışların
ise hep uzaklarda… Başka birisi kurulmuş gönlünün en güzel manzarasına sahip
köşküne. Ve yine o güzel gözlerini ağlatıyor değil mi. Ben ağlatmazdım işte.
Geceleri rüyalar görüyorsun. Korkunç rüyalar…
Korkunç
ama bitmesini de istemiyorsun ve hıçkırıklara boğuluyorsun yine sessizce. Kimse
duymasın diye de yastığına kapanıyorsun. Bilmiyorsun ki senin tek damla
gözyaşın için dünyayı mendil yapacak ve gözyaşlarını silip son verecek biri var.
Ay yüzünde bahar çiçekleri açtıracak kadar seni seven birisi var. Ama sen…
Ama
sen hissetmiyorsun, umursamıyorsun. Belki de umursamak gelmiyor içinden. Senin
beni aklına getirdiğin anlar bir elin parmakları kadar dakika eder mi? Meçhul…
Ama
benim seni düşlediğim anlarda zaman kavramı teslim oluyor bu sevdaya. Sen beni
bilmiyorsun belki ama bende seni bilmemek nedir, onu bilmiyorum işte. Ve bilmek
de istemiyorum. Ve seni asla hatırlamayacağım, bir an bile unutmayacağım çünkü.
Nereye gidersen git gözlerindir ruhumda kalacak olan. Ey…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder