NEDEN?
Güçlü
insanlar değiliz aslında. Kalıbının hakkı olan adamlar hiç değiliz. Etrafımıza
duvarlar ördükçe kendimizi güçlü hissettiğimizi zannediyoruz yalnızca.
Dostlarımızı uzaklaştırıyoruz kendimizden istemeden ve hadsizce.
Çoğu
kez bir üst seviye insanlığa çıkmak yerine, korkularımızdan ördüğümüz
duvarların içine saklanmayı tercih ediyoruz. Kendimize belirli sınırlar
çiziyoruz ve ne yaparsak yapalım aşamıyoruz bu sınırları. Çünkü o sınırdan
ilerisine dayanamıyoruz. Yüreğimizi kül eden yağmurlara karşı geri adım atmak
zorunda kalıyoruz. Duvarların içinde kapana kısılmış bir vaziyette bekliyoruz
çoğu kez. Kimimiz bir renk, kimimiz bir ses ve kimimiz de bütün doğayı içinde
barındıran bir çift göz görene kadar.
Duvarların
minicik deliklerinden dışarıya bakıyoruz. Ulaşırsak yok edeceğimizi biliyoruz.
Bu bizim en büyük korkumuz. Her şeyi ama her şeyi korkularımızla başa çıkmak
için kullanıyoruz. Muhabbeti de sükûtu da, cesareti de korkaklığı da,
takıntılarımızı da sadakatsizliğimiz ve çekingenliğimizi de.
Çok
iyi bildiğimiz ama çok uzaklardaymış gibi görünen yanıbaşımızdaki yegâne
hayalimizi zihin sarayımızdan yok etmeye çalışmalarımız hep bundan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder