İNSAN –LIK - İlayda ERCANİK
İNSAN –LIK
İnsan
denildiğinde kanımızın donduğu, bu yazıyı yazan kalemin bile boşa can çekiştiği
bir evrendeyiz. İnsan kelimesine gelen “-lık”
ekinin sadece yapım ekinden ibaret olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz ya da hiç
yüzleşemeyeceğiz. Bu gezegen bize çok eksik kelimeler ise çok fazla artık.
Ey insanoğlu!
Mutluluk diye bir şey yok. Sen öldürdün onu; yaktın,yıktın,savaştın,ağlattın.Ama
hiçbir zaman emanetine bakmadın.Yemyeşil çimenleri berrak sularla
sulamadın.Sen,ardında sadece kan ve gözyaşı bıraktın ey insan! Sen, insanlık
kelimesinden ne anladın! Ne hissettinde yaptın bunları? Nasıl oldu da o kadar
organın,sistemin içine bir kalbi sığdıramadın ya da kalbi, nasıl sadece bir
organ sandın? Herkes, bir kalbe sahiptir; onunla yaşayıp onunla can verir. Mühim
olan yürektir. Mühim olan gerçekten hissedebilmektir. Şimdilerde bu uzva sahip
olabilen insan bulabilmek ne kadar da güç oysaki! Bugünlerde ninnilerle
uyutulması gereken çocuklar, kurşunlarla susturuluyor. Susmak eyleminin
kurşunla öğretilmesi en büyük acıdır. Hayata bir gökkuşağı dersek insan bu rengârenk
gökkuşağına bile siyah rengi katan zihniyettir.
Yaşamak artık
bir meslektir.Hayat, oradan oraya savrulmuş sonbahar yaprakları misali. Baksanıza
artık sonbaharın bile sonu gelmiş, kuşlar ötmez,çiçekler açmaz olmuş. İnsanlar,
günden güne ölümle yaşam arasındaki çizgide bir ileri bir geri yürüyüp
durmuşlar. Mutluluk denilen kavram günden güne tükenmiş, insanlık kelimesindeki
dil bilgisi kuralları ile süslenmiş “-lık” eki bile anlamını yitirmiş ve
kelimeler artık bize çok fazla, nefeslerimiz ise çok eksik gelmiş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder